2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder

Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


Her nimet, külfet karşılığıdır
7.09.2009

Allahü teâlânın, insanlara gönderdiği Peygamberler, Peygamber olmalarına rağmen, emredilen sebeplere yapıştılar, sıkıntılara katlandılar, zahmetler çektiler. Eyyub aleyhisselam, insanları Allahü teâlâya iman ve ibadet etmeye çağırdı. Bu uğurda pekçok zahmet çekti. Sonra malı, evladı ve bedeni ile imtihan edildi. Ama bu sıkıntılara göğüs gerdi. Sabrı, kullukta kusur etmeyip şikayette bulunmayışı, bütün insanlara örnek oldu.

Hiçbir şey yapmadan, zahmet çekmeden, yan gelip ağzını havaya açarak kısmetini beklemek, İslamiyet’te yoktur. Allahü teâlâ Necm suresinin 39. âyetinde mealen; (İnsana [ahirette] ancak dünyada çalışarak [ihlas ile] yaptığı işler fayda verir) buyurmuştur.

Allahü teâlâ, dünyayı, zahmet, sıkıntı yeri olarak yaratmıştır. Burada her şey, belli bir sebebe bağlı olarak verilmektedir. Bu sebeplere yapışmayan ve bu sebeplerin getirdiği sıkıntılara, zahmetlere katlanmayan, arzu ettiği nimete kavuşamaz. Alim olmak isteyen, ilim öğrenmenin sebeplerine yapışmaz ve bu sebeplerin getirdiği sıkıntılara, zahmetlere katlanmazsa, cehaletten kurtulamaz. Dinimiz hem çalışmayı, sebebe yapışmayı, zahmet çekmeyi ve hem de dua etmeyi bildirmektedir. Önce sebebe yapışmak, sonra dua etmek lazımdır. Zira Peygamber efendimiz; (Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir) buyurmuşlardır.

Seyyid Ebü’l-Vefa hazretleri buyuruyor ki:
“Her kim mevlasına kavuşmak isterse, yolunun üstünde kendisini bekleyen zahmet ve meşakkatlere sabredip, göğüs germelidir. Mesela keten bitkisi, zahmet ve meşakkatlere sabredip göğüs gerer, sonunda da kağıt olur, üzerine Allahü teâlânın ismi yazılır. Muazzez ve mükerrem olur. Allahü teâlânın isminin azizliğini ve bereketini görmez misin ki; keten önce toprağın altına hapsolunur. Sonra yeryüzüne çıkıp büyüdükten sonra koparılır, vatanından olur, gurbet acısı çeker. Sıcağa bırakılır, güneşin hararetinde kalır, dövülür ve posası ayrılır. Sonra daha temiz hale gelmesi için tarağın dişlerinden geçirilir. Eğirilir, bükülür, en sonunda ibrişim gibi olup, insan eliyle kumaş yapılır.

Bütün bunlar oluncaya kadar, haddi ve hesabı olmayan eziyet çeker, meşakkatlere katlanır. Burada da kibirli olduğu sürede, o kibir gidinceye kadar sıkılır. Bu elemden parça parça olup, lüzumsuz oluncaya kadar kurtuluş yoktur. Lüzumsuz olunca da çöplüğe atılır. Ayaklar altında sürünür. Kağıt imal edicisi onu o halde yerlerde sürünürken görür ve kağıt yapmak için alır. Temizce yıkadıktan sonra, yepyeni, bembeyaz, pırıl pırıl kağıt yapar. Kağıdın üzerine Allahü teâlânın ismi, Kur’an-ı kerim, hadis-i şerif yazılır. Keten, öyle hadsiz ve hesapsız eziyet ve meşakkatler çeker ki, anlatmakla bitirilemez. Bunun gibi, talebenin de böyle sıkıntı çekmesi lazımdır. Keten o kadar zahmet ve meşakkat yüzü gördükten sonra kağıt olup, üzerine yazı yazılarak nasıl değeri artıp ellerde dolaşıyorsa, talebe de zahmet ve meşakkatler çekerek, o yollardan geçtikten sonra aziz olup, derecesi yükselir.”

İmam-ı Gazali hazretleri, kendi nefsine hitaben buyuruyor ki:
“Ey nefsim; belki inandığını fakat sıkıntıya gelemeyeceğini söyleyeceksin. Fazla sıkıntıya dayanamayanların, az bir zahmetle bu sıkıntıyı önlemeleri lazım geldiğini, Cehennem azabından kurtulmak için, dünyada zahmete katlanmanın farz olduğunu, demek ki bilmiyorsun. Bugün dünyanın bir miktar zahmetine dayanamazsan, yarın Cehennem azabına ve ahiretteki zillet ve alçaklığa ve kovulmaya nasıl dayanacaksın!”

Netice olarak, her nimet, bir külfet karşılığıdır. Zahmet çekilmeden, nimete kavuşulamaz. Bir işin zahmeti ne kadar çoksa, rahmeti de o kadar çok olur. İbadet zahmetine katlananlar, sonunda sonsuz nimetlere kavuşacaktır. Hazret-i Ali’nin buyurduğu gibi:
“Uğraşmadan, çalışmadan Cennete kavuşacağını zanneden kimse, hayale kapılıyor. Çalışarak kavuşacağım diyenin de kendini yorması, ibadet meşakkatlerini yüklenmesi lazımdır.”
 
Güncelleme Tarihi
9 Nisan 2025 Çarşamba
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Ziyaretçi Sayısı
Ana sayfam yap     Sık kullanılanlara ekle